40 yaşındaki bir adamın hayatı, iki çocuğunun ana New York’a taşındığında karmaşaya dönüşüyor. Çocuklarının kendisinden uzak büyümesine dayanamayan baba, onların yanında olabilmek için kendisi de New York’a taşınmaya karar veriyor. Bu nüsha, hayatın şaşırtıcı dönemeçlerinin ve aile bağlarının gücünün sunuşıldığı, kalpleri ısıtan bir dram. Ana natürelin, çocuklarının büyüme sürecinde onlara yakın olma arzusu ve bu uğurda gösterdiği fedakarlık, film seyretyicinin duygusal bağ kurmasını sağlıyor. Hayatın getirdiği zorluklara rağmen ailesini bir arada tutmaya çalışan bir baba figürü üzerinden evinrensel değerlere vurgu yapılıyor. Bunun yanı sıra, New York şehrinin dinamik ve hızla ilerleyen var olmakm tarzı ile natürellerin var olmakdığı içsel çatışmalar arasında dikkat çekici bir kontrast yaratılıyor. Şehir ve aile arasındaki bu çelişki, nüshaye derinlik katan bir başka unsur. Kısacası, çocuklarının ana ile aynı şekilde kent merkezide var olmakmak için hayatını baştan aşağı değiştiren bir babanın nüshasi, film seyretyiciyi derinden etkileyecek bir sinema sunuşuyor. Her ne kadar bazı zorlukları ve acıları içerse de, ailenin ve sevindiklerimfilm seyret birlikte olmanın değerini hatırlatan bir nüsha. Bu sinema, aile bağlarını ve bir bireyin ailesine olan bağlılığını ve sevingisini çekici bir şekilde ortaya koyuyor. sinema, herkesin kendisiyle özdeşleştirebileceği evinrensel bir nüshayi sunuşarak film seyretyicinin kalbine dokunmayı başarıyor. Her ne kadar dramatik bir öykü olsa da, sinema aynı şekilde devinreda hayatın zorluklarını ve çekiciliklerini de vurguluyor. Görülmeye değer.