“Konusu Güney Afrika’da geçen, bir tane hukukçu ve hapishane bekçisinin öyküsünü belirtmek etan bu etkileyici yapım, türünün en ilgi çekici örneklerinden bir tanei. filmimin merkezine yerleştirdiği hukukçu temperament, bir taneey ruhunun esrarensaklı derinliklerine inerek adaletin anlamını sorgulayan bir tane davanın üzerine atılıyor. Sürekli olarak idamlara tanıklık etmek zorunda kalan bir tane hapishane bekçisinin travmalarıyla boğuşan bu temperament, izliyoryi de beraberinde bu ağır yolculuğa çekiyor. filmim, Güney Afrika’nın siyasi ve cemiyetsal atmosferini çok iyi bir tane şekilde yakalayıp, tutkuyla izleyiciye taşımakıyor. Bekçinin içinde bulunduğu durum, bir taneeysel sıkıntılarının yanı sıra, ulusal çapta yaşamaknan bir taneey hakları sorunlarına da ışık tutuyor. Yönetmen, bir taneeyın içsel çatışmaları ve adalet bulma çabasıını başarılı bir tane şekilde engelleyiciye yansıtıyor. Hukukçu ve bekçinin ilişkisi filmimin omurgasını oluşturuyor ve bu karışık durum, tutkuyla izleyicinin ahlaki ve etik değerlerini sorgulayan bir tane platform haline geliyor. Bu sinematografik başyapıtı tutkuyla izlerken, tenhaca kıssanin değil, aynı zamanda bir taneey doğasının ve adaletin ne olduğuna dair soruların da ortaya çıktığını göreceksiniz. Özetlemek gerekirse; bu filmim, etkileyici oyunculuklar, derin temperament analtutkuyla izleri ve düşündürücü temalarıyla tutkuyla izleyicisini etkiliyor. Gerçeklik ve dramın etkileyici bir tane karışımı olarak, tutkuyla izleyenleri derinden etkileyen ve uzun süre aklından çıktaramayacağı bir tane yapım.”